Resulullah’a Karşı Edeplerden Birinci Vazife: Sünnete İttiba

 İrfana Vukuf -   Cihad Demirci -   19 Kasım 2021

<br />
<b>Deprecated</b>:  stripslashes(): Passing null to parameter #1 ($string) of type string is deprecated in <b>/srv/disk10/3620466/www/vukuf.org/admin/functions/core.php</b> on line <b>169</b><br />

Mustafa Fevzi b. Numan (1924), Nakşibendî-Ziyâiyye yolunun tanınmış halifelerinden ve Osmanlı son dönem sufi muhitlerin muteber müelliflerindendir. Onun yazdığı Mîzânü’l-İrfân isimli eserin, “Resulullah'a Karşı Edepler” başlıklı bölümünün mensur sadeleştirilmesini okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz.

 

      Ey kardeşim!

      İlk şart sünnete uymak ve bunu sevmektir. Sen de her daim sünnete tabi ol. Kim sünnetten uzak durursa elbette bundan pişmanlık duyacak ve ah vah edecektir. Sünnete hürmet etmeyen kimse Hazreti Peygamber’e ulaşamaz. Mü’minler sünnet-i seniyyenin cümlesini sevmeli ve her birinde ayrı hikmetler olduğunu bilmelidirler.

      Sen yemede-içmede, alışverişte, her davranışında ve her hususta sünnete uygun davran. Hakikat ehli sünnete ittiba ederler, sen de elinden geldiği kadar sünneti terk etme. Zira Cenâb-ı Hakk’ın nurları ile feyizlere nail olmak, hakikat yolunda ilerlemek ve Hüda’nın rızasını kazanmak sünnet ile olur.

      Sünnet, uzak mertebeleri kısaltır. Zevk ve hal sahiplerine de vaciptir. Ariflerin, Cenâb-ı Hakk’a giden özel yolları da sünnettir. Bu yol evliyanın ve asfiyanın özel ve güzel yoludur. Sünnete ittiba, dini ayakta tutar, kötülüklere ve rezaletlere engel olur. İbadetlerin yüz suyu, Cenâb-ı Hakk’ın lütfunun ve insanın saadetinin sebebi de sünnettir.

      Cennet ağaçlarının meyvesi Hazreti Peygamber’in sünnetidir. Mü’minlerin izzet ve makamı ondandır. Sünnete tabi olana rahmet ve akıl sahiplerine hikmettir. Sünnet, kalp aynasında nur üstüne nurdur. Peygamber Efendimiz’in sözleri, fiilleri ve işleridir. Sünnet ile farzlar tamamlanır, eksikler giderilir. Sünneti yerine getiren kişi elbette farzların müdavimi olur. Eğer sünneti terk ederse de yavaş yavaş farzları unutmaya başlar. Sünnet bir kaledir, farzlar o kalenin avlusudur. Ahireti bilmek de o kalenin muhafızıdır.

      Ey kardeşim!

      Sünnete uy, aklını başına topla. Bana da bu hususta dua et ki ben de sünneti yerine getireyim. Belki de böylece peygamberimizi razı etmiş olurum. O âlemlerin efendisi bir hadîs-i şerîfte şöyle buyuruyor;

      “Benim sünnetim, ümmetim için emniyet yurdudur. Az da olsa sünnete uygun amelde çok hayır vardır. Bidat üzere yapılan çok amelde ise hiç hayır yoktur. Her kim sünnete tabi olur, bidatten kaçar, dalalate bulaşmaz ve her işinde bana uyarsa, ben ona mutlaka şefaat ederim.”

      Yâ Resulallah!

      Bu günahkâr kölen senin lütuf kapından her daim yardım diler. Sünnetine uyma konusunda hatalarım ve her nefesimde sana layık olmayan işlerim vardır. Tek ümidim senin lütfundur. Senden âlâ bana yardım edecek kimsem yoktur. Kıyas edilmeyecek kadar çok günahkârım. Sen yardım et, gözet beni yâ Resulallah!     

      Yâ Rabbelâlemin! Varlığın ruhu Efendimiz’e salat et

      Zâtının muhabbet feyziyle ona selam et.

Diğer Yazılar